Gebelik zehirlenmesi veya preeklampsi, gebeliğin ortalarından sonra görülebilen bir sağlık sorunudur. Gebelik zehirlenmesi yaşayan kadınlarda yüksek tansiyon, idrarda protein, şişkinlik, baş ağrısı ve görmede bulanıklık gibi belirtiler görülmektedir. Gebelik zehirlenmesi, hem anne hem de bebek açısından tehlikeli olabileceği için tedavi edilmelidir.
Gebelik zehirlenmesi varsa genelde erken doğum önerilmektedir. Doğumun ne kadar erken olması gerektiği, gebelik zehirlenmesinin şiddetine ve gebelik hastasına göre değişiklik gösterecektir. Bununla birlikte doğumdan önceki süre boyunca gebeliğin yakından takip edilmesi ve ilaçlarla belirtilerin kontrol altına alınması önemlidir.
Gebelik zehirlenmesinin belirtilerini, nasıl anlaşılabileceğini, nedenlerini, anne ve bebek açısından risklerini, tedavisini ve gebelik zehirlenmesine dair merak ettiğiniz diğer şeyleri bu yazıda okuyabilirsiniz.
Gebelik Zehirlenmesi (Preeklampsi) Belirtileri
Gebelik zehirlenmesi, yüksek tansiyona, idrarda protein görülmesine veya böbrek ve diğer organlara zarar verebilen bir sorun olsa da annede herhangi bir belirtiye neden olmayabilir. Gebelik zehirlenmesi genelde rutin olarak gerçekleştirilen doktor ziyaretleri sırasında fark edilmektedir.
Gebelik zehirlenmesinde yüksek tansiyona ek olarak aşağıdaki belirtiler görülebilmektedir:
- İdrarda fazla protein olması
- Kandaki trombosit seviyelerinin azalmış olması
- Karaciğer enzimlerinde artış olması
- Şiddetli baş ağrıları
- Görmede bulanıklık, ışık hassasiyeti ve geçici görme bozuklukları gibi değişiklikler
- Akciğerlerde sıvı birikmesi nedeniyle nefes darlığı
- Karnın üst kısmında ağrı
- Mide bulantısı veya kusma
Gebeliğiniz boyunca yaşadığınız belirtilerin hepsini doktorunuzla paylaşmanız önemlidir. Pek çok kadın, doktor ziyaretleri sırasında tansiyonu ve idrarı kontrol edilene kadar gebelik zehirlenmesi yaşadığının farkına varmamaktadır.
Gebelik zehirlenmesinin şiddetli olduğu durumlarda hastaneye yatış veya erken doğum gerekli olabilmektedir. Doktorunuz, doğum öncesi yüksek tansiyonunuzu kontrol altına almak veya bebeğinizin akciğer gelişimini desteklemek için ilaç kullanmanızı isteyebilir.
Gebelik Zehirlenmesi (Preeklampsi) Nasıl Anlaşılır?
Gebelik zehirlenmesi, gebeliğin 20. haftasından sonra yüksek tansiyonun yanı sıra aşağıdaki belirtilerin olması halinde teşhis edilebilmektedir:
- İdrarda protein olması
- Böbrekle ilgili diğer sorunlar
- Trombosit sayısının düşük olması
- Karaciğerde hasar olduğunu gösterecek şekilde karaciğer enzimlerinin artmış olması
- Akciğerlerde sıvı
- Ağrı kesici almayla geçmeyen baş ağrısı
- Görmede yeni ortaya çıkmış bozukluklar
Kan basıncı, yani tansiyon belirlenirken dikkate alınması gereken iki değer vardır. Bunlardan bir tanesi, kalp kasılırken kan basıncını gösteren sistolik basınçtır. Diğer ise kalbin kasılmasından önceki kan basıncını gösteren diastolik basınçtır.
Gebelikte sistolik basıncın 140 mm Hg veya daha yüksek olması ya da diastolik basıncın 90 mm Hg veya daha yüksek olması, tansiyonun yüksek olduğu anlamına gelmektedir. Tansiyonun yükselmesine çeşitli faktörler neden olabilmektedir. Doktorunuz, ziyaretiniz sırasında tansiyonunuzun yüksek çıkması halinde birkaç saat sonra tekrar tansiyonunuzu ölçerek teşhisinizin doğruluğundan emin olacaktır.
Gebelik zehirlenmesi teşhisi için tansiyon ölçümünün yanı sıra aşağıdaki testlerin yapılması gerekebilmektedir:
- Kan testi: Kan testi ile karaciğer ve böbreklerin nasıl çalıştığı anlaşılabilir. Kan testi ile aynı zamanda kandaki trombositlerin seviyesi de ölçülebilir.
- İdrar testi: İdrar testi ile böbreklerin nasıl çalıştığı kontrol edilebilir.
- Fetal ultrason: Fetal ultrason ile bebeğin gelişimi yakından takip edilebilir. Ultrason ile bebeğin görüntüsü ekrana yansıtılarak bebeğin ağırlığı ve rahimdeki amniyon sıvının miktarı tahmin edilebilir.
- Non stres test ve biyofizik profil: Non stres test, bebek hareket ettiğinde bebeğin kalp atışını ölçmeyi sağlayan basit bir prosedürdür. Biyofizik profil ise bebeğin solunumunu, kas tonusunu, hareketlerini ve rahimdeki amniyon sıvısını ölçmeye yaramaktadır.
Gebelik Zehirlenmesi (Preeklampsi) Nedenleri
Gebelik zehirlenmesine neden olabilen çeşitli faktörler bulunmaktadır. Ancak genel olarak plasenta ile ilgili sorunların gebelik zehirlenmesine neden olabileceği düşünülmektedir.
Gebeliğin erken dönemlerinde plasentaya oksijen ve besin sağlamak için yeni kan damarları oluşmaktadır. Bazen bu kan damarları düzgün bir şekilde çalışmamaktadır. Damarlardaki dolaşımla ilgili sorunlar, annede kan basıncının düzenlenememesine neden olabilmektedir.
Gebelik zehirlenmesine plasentayla ilgili sorunların neden olabileceği düşünülmekle birlikte aşağıdaki risk faktörlerinin de bu soruna katkıda bulunabileceği düşünülmektedir:
- Önceki gebelikler sırasında gebelik zehirlenmesi yaşanmış olması
- Çoğul gebelik
- Kronik yüksek tansiyon
- Gebelik öncesi tip 1 veya tip 1 diyabet
- Böbrek hastalığı
- Otoimmün bozukluklar
- Tüp bebek tedavisi
Gebelik zehirlenmesiyle ilişkilendirilen diğer faktörler ise şu şekildedir:
- Obezite
- Ailede gebelik zehirlenmesi yaşamış kadınlar olması
- Annenin yaşının 35 ve üzeri olması
- Önceki gebeliklerde komplikasyonlar
- Önceki gebeliğin üzerinden 10 yıldan fazla geçmiş olması
Gebelik Zehirlenmesinin (Preeklampsi) Anne ve Bebek Açısından Riskleri
Gebelik zehirlenmesi tedavi ile kontrol altına alınmadığında hem anne hem de bebek açısından ölümcül sonuçlara neden olabilen bir sorundur.
Gebelik zehirlenmesinin en sık neden olduğu sorunlar arasında fetal gelişim kısıtlılığı, erken doğum ve plasental abrupsiyon bulunmaktadır:
- Fetal gelişim kısıtlılığı: Gebelik zehirlenmesi, plasentaya kan taşıyan arterleri etkilemektedir. Plasentaya yeteri kadar kan gitmemesi halinde bebek ihtiyacı olan kanı ve oksijeni alamayabilir ve bebeğin gelişiminde yavaşlama olabilir.
- Erken doğum: Gebelik zehirlenmesi, doğumun 37. haftadan önce gerçekleşmesine neden olabilir. Erken doğum, bebeğin solunumu ve beslenmesiyle, görmesiyle ve duymasıyla ilgili sorunlara yol açabileceğinden riskli bir durumdur.
- Plasental abrupsiyon: Plasental abrupsiyon, plasentanın doğumdan önce rahim içinden ayrılmasıdır. Şiddetli durumlarda ağır kanamaya neden olabilen bu sorun, hem anne hem de bebek açısından hayati risk teşkil edebilir.
Gebelik zehirlenmesi aynı zamanda HELLP sendromu adı verilen bir soruna da neden olabilmektedir. HELLP sendromu, gebelik zehirlenmesi nedeniyle karaciğerin ve kırmızı kan hücrelerinin zarar görmesi ve kan pıhtılaşmasıyla ilgili sorunlar yaşanması halinde görülmektedir. Bu sendromda görmede bulanıklık, göğüs ağrısı, baş ağrısı ve burun kanaması gibi belirtiler görülebilmektedir.
Gebelik zehirlenmesi yaşayıp doğum yapan kadınlarda doğum sonrası aşağıdaki sorunların ortaya çıkma riski daha fazla olabilmektedir:
- Böbrek hastalığı
- Kalp krizi
- Felç
- Sonraki gebeliklerde gebelik zehirlenmesi görülmesi riski
Gebelik Zehirlenmesi (Preeklampsi) Tedavisi
Gebelik zehirlenmesinde bebeğin erken doğması veya doğuma kadar ilaçlarla durumun kontrol altında tutulması gerekmektedir. Hangi tedavinin uygulanacağı gebelik zehirlenmesinin şiddetine, gebelik haftasına ve anne ile bebeğin genel sağlığına göre değişiklik gösterecektir.
Gebelik zehirlenmesi çok şiddetliyse doktorunuzu daha sık ziyaret etmeniz gerekecektir. Aynı zamanda tansiyonunuzu evde günlük olarak ölçmeniz faydalı olacaktır.
Gebelik zehirlenmesi tedavisinde ilaç kullanımı ise gerekli görülmesi halinde şu şekilde olmaktadır:
- Tansiyonu düşürmek için antihipertansif ilaçlar
- Nöbetleri önlemek için magnezyum sülfat gibi antikonvülsan ilaçlar
- Doğumdan önce bebeğin akciğerlerinin gelişimini desteklemek için kortikosteroidler
Gebelik zehirlenmesi şiddetli değilse doğum için gebeliğin 37. haftasına kadar beklenebilir. Bununla birlikte gebelik zehirlenmesinin şiddetli olması halinde 37. haftadan önce doğum yapmak gerekebilir.
Doğum gerçekleştikten sonra annenin tansiyonunun izlenmesi önemlidir. Doğumdan sonra baş ağrısı, görmede değişiklikler, şiddetli karın ağrısı, mide bulantısı ve kusma gibi belirtiler olması halinde tıbbi yardım almak gerekmektedir.
Eklampsi
Eklampsi, gebelik zehirlenmesi belirtileriyle birlikte nöbetlerin başlaması veya komadır. Gebelik zehirlenmesi olan bir hastada eklampsi gelişip gelişmeyeceğini tahmin etmek zordur. Eklampsi, daha önceden hiçbir gebelik zehirlenmesi belirtisi görülmeden gerçekleşebilmektedir.
Eklampsi nöbetlerinden önce ortaya çıkabilecek belirtiler arasında şiddetli baş ağrıları, görmede bozukluklar, bilinç bulanıklığı veya davranışlarda değişme yer alabilir. Bununla birlikte önceden hiçbir belirti görülmemesi mümkündür. Eklampsi, doğumdan önce, doğum sırasında veya sorasında ortaya çıkabilmektedir.
HELLP Sendromu
HELLP sendromu, gebelik zehirlenmesinin bir türüdür ve gebelik zehirlenmesiyle benzer belirtilere sahiptir. Gebeliğin üçüncü trimesterinde ortaya çıkabilen bu sendrom, doğumdan sonraki ilk hafta içerisinde de görülebilmektedir.
HELLP sendromunda kırmızı kan hücrelerinin parçalanması olan hemoliz, yüksek karaciğer enzimleri ve düşük trombosit sayısı birlikte bulunmaktadır. HELLP sendromunun nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte gebelik zehirlenmesi ya da eklampsi yaşayan kadınların HELLP riskinin daha yüksek olduğu düşünülmektedir.
HELLP sendromunun belirtileri arasında şunlar görülebilmektedir:
- Karın ağrısı
- Görmede bulanıklık
- Yorgunluk
- Ödem
- Mide bulantısı ve kusma
HELLP sendromu, şiddetli vakalarda burun kanaması veya nöbetlere yol açabilmektedir.
HELLP sendromu, ciddi bir sorun olduğu için tansiyonu kontrol altına almak ve nöbetleri engellemek için ilaç kullanımı gereklidir. Hatta bazı kadınlarda kan nakline ihtiyaç duyulabilir. HELLP sendromundan kurtulmanın tek kesin yolu doğum olduğu için erken doğum yapmanız gerekebilir.
Hamilelikte Tansiyon Kaç Olmalı?
Hamilelikte tansiyonun yüksek olması, gebelik zehirlenmesi gibi ciddi bir soruna işaret ediyor olabileceği için hamilelik boyunca tansiyon değerlerine dikkat etmek gerekir. Hamileliğin ilk 20 haftası normal olan tansiyonun sonrasında 140/90 mm Hg veya daha fazla olması, yüksek tansiyon anlamına gelmektedir.
Sağlıklı bireylerde tansiyonun 120/80 mm Hg’nin altında olması gerekmektedir. Bu değerin üstünde olan değerler yüksek tansiyon, altında olan değerler ise düşük tansiyon olarak bilinmektedir. Hamilelikte ve genel olarak sağlık açısından tehlikeli olan yüksek tansiyon olmakla birlikte hamilelikte düşük tansiyon görülmesi de mümkündür.
Hamilelikte hem yüksek tansiyon hem de düşük tansiyon dikkate alınması gereken durumlardır. Özellikle yüksek tansiyonu olan hamileliklerin yakından takip edilmesi ve evde düzenli olarak tansiyon ölçümü yapılması önemlidir. Tansiyonun çok düşük olması da doktorunuzu aramanızı gerektiren durumlardan bir tanesidir.