Kadın doğurganlığı, yaş ilerledikçe doğal olarak azalmaktadır. Yaşın ilerlemesiyle birlikte kadının daha az yumurtaya sahip olması, yumurtalarının kalitesinin düşmesi ve yumurtalarında kromozom anomalilerinin çoğalması gibi faktörler, gebelik ihtimalinin azalmasına ve düşük riskinin yükselmesine neden olabilmektedir.
Kadının yaşı ilerledikçe doğurganlığı düşüyor olsa da doğurganlığın ne zaman biteceği, kişiden kişiye değişiklik göstermektedir. Bazı kadınların doğurganlığı, beklenenden daha genç bir yaşta azalabilmekte veya bitebilmektedir. Yumurta rezervinin erken azalması, gebe kalmayı imkansız hale getirmese de zorlaştırabilmektedir.
Tüp bebek tedavisi gibi yardımcı üreme teknikleri, yumurta rezervinin azalmasında etkili tedavi yöntemleridir. Yumurta rezervi düşüklüğünde tüp bebeğin yanı sıra yumurta dondurma ve yumurtalıkların uyarılması gibi tedavi yöntemlerinden faydalanmak da mümkün olabilmektedir.
Yumurta rezervinin kaç olması gerektiğini, neden azalabildiğini, hangi testlerin yapılabileceğini ve hangi tedavi yöntemlerinin mümkün olduğunu bu yazıda okuyabilirsiniz.
Yumurta Rezervi Kaç Olmalı?
Kişi, hayatı boyunca sahip olacağı yumurtalarla birlikte doğar. Bu nedenle yaş ilerledikçe yumurta sayısında doğal olarak azalma meydana gelir. Bununla birlikte yumurta rezervi bazı kadınlarda beklenenden daha erken yaşlarda azalabilir.
Kadın doğurganlığının en yüksek olduğu yaşlar normalde 20’li yaşlardır. 30’lu yaşlardan itibaren azalmaya başlayan kadın doğurganlığı, 30’ların ortalarından sonra daha hızlı bir azalış gösterir.
Bir kadının hayatının farklı dönemlerinde sahip olduğu yumurta (oosit) sayısının genel olarak şu şekilde olduğu düşünülmektedir:
- Doğum sırasında: 1.000.000-2.000.000
- Ergenlik döneminde: 300.000-500.000
- 37 yaşında: 25.000
- 51 yaşında: 1.000
Kadın doğurganlığı, 32 yaşından itibaren yavaş yavaş azalmaya başlamakla birlikte özellikle 37 yaşından sonra bu azalış daha hızlı bir şekilde gerçekleşmektedir.
Yumurta Rezervi Testi Nasıl Yapılır?
Yumurta rezervini ölçmek için yapılabilecek çok sayıda test bulunmaktadır. Yumurta rezervini ölçmede kullanılan testler genel olarak şu şekildedir:
Kan testleri
Doktorunuz, yumurta rezervinizi belirlemek için kanınızdaki FSH, estradiol ve AMH seviyelerini ölçmek isteyebilir. FSH ve estradiol seviyeleri genelde adet döngüsünün 3. gününde yapılmaktadır. Bu hormonların ölçülmesi, yumurtalıkların ve hipofiz bezinin nasıl çalıştığına dair fikir sahibi olunmasına yardımcı olabilir.
Hipofiz bezi, adet döngüsü içinde yumurtalıklarda folikül gelişmesi için FSH üretir. FSH seviyeleri, adet döngüsünün başında en düşük seviyelerdedir ve sonrasında yükselerek içinde yumurta bulunan folikülün gelişmesini ve olgunlaşmasını destekler. Bu sırada folikül, estradiol salgılar. Estradiol seviyelerinin yükselmesi, hipofiz bezine daha az FSH üretmesi gerektiği sinyalini verir. FSH’nin yüksek olması nedeniyle yumurta ve folikül çok erken gelişmeye başlarsa yumurta düzgün bir şekilde olgunlaşamaz.
Adet döngüsünün 3. gününde FSH ve/veya estradiol seviyeleri yüksek olan kadınların, yumurtalıkların uyarılması ve tüp bebek tedavisi ile aynı yaştaki kadınlara göre bebek sahibi olma ihtimalleri daha düşüktür.
Yumurta rezervini ölçmek için AMH testi yapılması da gerekebilir. AMH, folikül tarafından üretilen ve yumurta üretimi ile ilişkili bir hormondur. AMH seviyeleri, adet döngüsünün herhangi bir aşamasında ölçülebilmektedir.
Klomifen sitrat testi
Bu testte yumurtalıkların nasıl tepki verdiği görmek için klomifen sitrat adı verilen bir ilaç kullanmak gerekebilir. Klomifen sitrat kullanılmadan önce kandaki FSH ve estreadiol seviyeleri ölçülürken ilaçtan sonra ise FSH seviyeleri ölçülür. FSH seviyeleri her iki şekilde de yüksekse yumurtalıkların uyarılması ve tüp bebek tedavisi ile gebelik oluşma şansı düşük olabilir.
Antral folikül sayısının belirlenmesi
Yumurtalıklarda bulunan yaklaşık 2-10 mm arasındaki folikülleri saymak için adet döngüsünün başlarında transvajinal ultrason kullanılabilir. Antral foliküller, yumurtaların geliştikleri yerlerdir. Bu nedenle antral foliküllerin sayısı, kadında kaç tane yumurtanın bulunduğu ve gonadotropin ilaçlarına nasıl tepki vereceği hakkında fikir verebilir.
Gonadotropin hormon uyarı testi
Gonadotropinler, yumurtalığın aynı anda birden fazla yumurta üretmesini sağlamak için kullanılan ilaçlardır. Kısırlık tedavisine başvuran kadınlarda bu hormonlar enjeksiyon şekilde kullanılmaktadır.
Kadının yaşı ilerledikçe bu ilaçların daha yüksek dozlarda kullanılması gerekir. Normalden daha yüksek ilaç dozlarına ihtiyaç duyulması, yumurtalıkların uyarılması ve tüp bebek tedavisi ile gebelik şansının düşük olduğunu gösteriyor olabilir.
Yumurta rezervini belirlemek için yapılan testler, kadının yaşıtlarına göre gebe kalabilme şansını tahmin etmeye yönelik yapılan testlerdir. Bu testlerden alınan anormal sonuçlar, doğurganlığın azaldığını gösterebilmekle birlikte kadının kesinlikle hamile kalamayacağını göstermemektedir. Bununla birlikte testlerin yapılması, kadının doğurganlığını belirlemek ve uygun tedavi planı oluşturmak açısından önemlidir.
Yumurta Rezervi Düşüklüğü
Yumurta rezervi düşüklüğü, kadının yumurtalıklarında yaşıtlarına göre daha az yumurta bulunmasını ifade etmektedir. Yumurtalar, gebelik için tıpkı sperm gibi gerekli temel yapılardır. Yumurta sayısı, tüm kadınlarda yaş ilerledikçe azalmakla birlikte bazı kadınlarda bu azalış daha erken yaşlarda görülmektedir.
Yumurta rezervi düşüklüğü, gebe kalmayı zor hale getiren bir sorundur. Bununla birlikte yumurta rezervinizin düşük olması, kesinlikle gebe kalamayacağınız anlamına gelmemektedir. Ancak gebe kalmanız yaşıtlarınıza göre zor olabilir veya kısırlık tedavilerine başvurmanız gerekebilir.
Yumurta rezervi düşüklüğü genelde düzenli cinsel ilişkiye rağmen gebe kalamamak dışında herhangi bir belirti göstermemektedir. Bununla birlikte bazı kadınlarda adet döngüsünün sürekli olarak kısalması söz konusu olabilmektedir.
Yumurta rezervinin yaş ilerledikçe doğal olarak azalması normal olmakla birlikte çeşitli faktörler bu süreci hızlandırabilmektedir. Yumurta rezervi düşüklüğüne yol açan faktörlerden bazıları şu şekildedir:
- Fallop tüpleriyle ilgili sorunlar
- Endometriozis
- Yumurtalık ameliyatı
- Kemoterapi
- Radyoterapi
- Sigara
- Pelvik enfeksiyon
- Otoimmün bozukluklar
- Kabakulak
- Frajil X sendromu
Bazı durumlarda yumurta rezervinin azalmasına neden olan faktör tespit edilememektedir.
Yumurta Rezervi Nasıl Çoğalır?
Yumurta rezerviniz azalmasına rağmen gebe kalmanız mümkün olabilir. Bununla birlikte yumurta rezervi düşüklüğü ne kadar erken tespit edilirse gebe kalma ihtimaliniz o kadar artacağı için gebe kalamamanız halinde bir an önce doktora gitmeniz önemlidir.
Yumurta rezervinin azalması halinde başvurulan takviyelerden bir tanesi, dehidroepiandrosteron veya kısaca DHEA’dır. DHEA, vücutta doğal olarak üretilen bir hormon olmakla birlikte yaş ilerledikçe DHEA seviyelerinde azalma olmaktadır. Bu nedenle DHEA takviyesi ile doğurganlığı desteklemek mümkün olabilir. Bununla birlikte herhangi bir takviyeyi kullanmadan önce ihtiyacınız olup olmadığını öğrenmek için doktorunuza danışmanız önemlidir.
Yumurta rezervi azaldıktan sonra bunun geri dönüşü olmadığı için gebe kalmak için bazı yöntemlere başvurmanız gerekebilir. Örneğin, yumurtalık rezervinizin azaldığını erken bir dönemde öğrendiyseniz, gelecekte kullanmak üzere sağlıklı yumurtalarınızı dondurabilirsiniz. Veya doktorunuzun önerisiyle tüp bebek tedavisi gibi yardımcı üreme tekniklerine başvurabilirsiniz.
Sonuç Olarak
Yumurta rezervi, kadının doğuştan sahip olduğu yumurtaları ifade etmektedir ve yaşın ilerlemesiyle birlikte doğal olarak azalış göstermektedir. Bununla birlikte bazı kadınların yumurta rezervi yaşıtlarına göre daha erken azalış gösterebilmektedir.
Doktorunuz, yumurta rezervinizin azaldığını tespit ettiyse umutsuzluğa kapılmamalı ve doktorunuza neler yapabileceğinizi danışmalısınız. Yumurta rezervi düşüklüğünde doğal yolla veya kısırlık tedavileriyle gebe kalmak mümkün olabildiği için teşhis alır almaz harekete geçmeniz önemlidir.
Halihazırda sahip olduğunuz yumurtalarla gebe kalabilmeniz mümkün olduğu için doktorunuzla birlikte tedavi planınız hakkında konuşabilirsiniz. Yumurta rezervi düşüklüğünün, bebek sahibi olma hayallerinizin önüne geçmemesi için tüp bebek tedavisi gibi tedavi seçenekleriniz olduğunu ve size özel olarak hazırlanmış bir tedavi planıyla gebe kalabileceğinizi unutmayın.