Yumurtlama, adet döngüsü içinde yumurtalıklardan bir tanesinin olgunlaşmış bir yumurta bırakmasıdır. Ergenlikten menopoza kadar devam eden yumurtlama, gebeliğin gerçekleşmesi açısından gerekli bir durumdur.
Yumurtlamayla ilgili sorunlar bazı kadınların düzenli olarak yumurtlayamamasına neden olabilmektedir. Bu durumda doğal yolla gebe kalmak zorlaşmakta ve kısırlık görülebilmektedir. Yumurtlama bozukluklarına neden olan pek çok faktör olabileceği için gebeliğe yönelik olarak kişiye özel tedavi belirlenmesi önemlidir.
Yumurtlamanın doğurganlık açısından önemini, yumurtlama bozukluklarını ve bu bozuklukların tedavisinde başvurulabilecek yöntemleri bu yazıda okuyabilirsiniz.
Yumurtlama Nedir?
Ortalama bir adet döngüsünün 21 gün ila 35 gün arasında sürdüğü kabul edilmektedir. Yumurtlama ise adet kanamasından yaklaşık 14 gün önce gerçekleşmektedir. Bu süreçte lüteinleştirici hormon (LH), olgunlaşmış yumurtanın bırakılmasını tetiklemekte ve servikal mukus, spermin yumurtaya ulaşmasını kolaylaştırmak için daha kaygan hale gelmektedir.
Yumurta döllendikten sonra fallop tüplerinden birinden geçerek rahme ulaşır. Bu süreçte sperm de rahme olan yolculuğuna çıkarak yumurta ile karşılaşır. Ancak sperm yoksa ve döllenme gerçekleşmezse yumurta, 24 ila 48 saat içinde yok olur. Sperm, kadının vücudunda 3 ila 5 gün kadar canlı kalabildiği için bebek sahibi olmak isteyen çiftlerin, yumurtlama öncesini, yumurtlamayı ve yumurtlama sonrasını kapsayan günlerde ilişkiye girmeler önemlidir.
Gebelik ihtimalinin en fazla olduğu günler, yumurtlamadan önceki ve sonraki birkaç gündür. 28 günlük adet döngüleriniz varsa adet döngünüzün 12 ila 14. günlerinde ilişkiye girerek gebelik şansınızı arttırabilirsiniz. Bununla birlikte döngünüz 28 günden uzun veya kısa ise ne zaman yumurtladığınızı bulmak için adet döngünüzden 14 gün çıkarabilirsiniz. Örneğin, 32 günlük bir adet döngüsünden 14 çıkarıldığında yumurtlamanın 18. gün gerçekleştiği bulunabilir.
Yumurtlama, gebeliğin gerçekleşmesi için gerekli bir durum olduğundan dolayı yumurtlamayla ilgili sorunların ele alınması ve tedavi edilmesi gerekir. Hatta gebe kalmaya çalışıyor olmasanız dahi yumurtlama bozuklukları, başka sağlık sorunları nedeniyle ortaya çıkıyor olabileceği için doktora gitmeniz önemlidir.
Yumurtlama Bozukluğu Nedir?
Yumurtlama bozukluğu, kadınlarda kısırlığa yol açan faktörlerin başında gelmektedir. Üreme sistemini düzenleyen hormonlarda meydana gelen sorunların neden olduğu yumurtlama bozuklukları, adet döngüsü sırasında yumurta üretiminde sorunlara yol açabilir.
Yumurtlama bozukluğuna yol açabilen sağlık sorunları genel olarak şu şekildedir:
Hipotalamik disfonksiyon
Hipotalamus, hipofiz bezinin yanındaki ufak bir bölgedir. Bu bölge küçük olmasına karşın vücutta hayati öneme sahip fonksiyonlardan sorumludur. Hipotalamusun vücutta kontrol ettiği bölgeler arasında adrenal bezleri, tiroit, yumurtalıklar ve testisler bulunmaktadır.
Hipotalamusun görevini düzgün bir şekilde yerine getirmemesine hipotalamik disfonksiyon adı verilmektedir. Kadın doğurganlığı üzerinde önemli etkileri olabilen hipotalamik disfonksiyonda FSH, LH ve östrojen hormonlarının seviyelerinin azalması sonucu yumurta üretimi azalabilir ve hatta tamamen durabilir.
Hipotalamik disfonksiyon sonucu yumurtlama tamamen durduysa adet görülmesi mümkün olmayacaktır. Adet döngüsünün sağlıklı ve düzenli olmaması halinde ise gebeliğin doğal yolla gerçekleşmesi zor olabilir ve kısırlık tedavilerine başvurmak gerekebilir.
Polikistik over sendromu (PKOS)
Polikistik over sendromu veya kısaca PKOS, yumurtalıkların erkeklik hormonu olan androjeni çok fazla üretmesi nedeniyle meydana gelir. Bu sendrom, bazı kadınlarda yumurtalıklarda çok sayıda kist oluşmasına neden olabilir.,
Bazı kadınlarda hormonal birtakım sorunlardan dolayı yumurtlama gerçekleşmez ve yumurtalıklarda küçük kistler oluşur. Bu kistler, androjen üretir ve adet döngüsünde sorunlara neden olur.
PKOS nedeniyle yumurtlamada sorun yaşanıyorsa yaşam tarzında yapılacak değişimler faydalı olabilir. Bunun yanı sıra kombine doğum kontrol hapları ve progestin tedavisiyle PKOS’un neden olduğu belirtilerin azaltılması ağlanabilir. Gebe kalmayı isteyen kadınlarda ise tedavi sürecine yumurtlamayı tetiklemek için bazı ilaçlar dahil edilebilir ve gerekirse yardımcı üreme tekniklerine başvurulabilir.
Erken yumurtalık yetmezliği
Erken yumurtalık yetmezliği, yumurtalıkların yeterli miktarda östrojen üretememesi ve yumurta bırakamamasıyla ilişkilidir. Erken yumurtalık yetmezliği olan kadınlarda adet düzensizliği olabilmekle birlikte doğal yolla gebelik mümkün olabilir.
Normalde yumurtlamanın son bulması, menopozun başlamasıyla birlikte genelde 40’lı yaşların sonunda veya 50’li yaşların başında gerçekleşir. Ancak erken yumurtalık yetmezliği söz konusu olduğunda yumurtlamanın 40 yaşından önce durması mümkündür.
Erken yumurtalık yetmezliği, kısırlığa neden olabilmektedir. Bu durumu tersine çevirmek mümkün olmasa da teşhisin erken dönemde tespit edilmesi, tüp bebek tedavisi gibi yardımcı üreme tekniklerinin başarısını arttırmak açısından önemlidir.
Prolaktin üretiminin çok fazla olması
Prolaktin, göğüslerin büyümesine ve bebek doğduktan sonra süt üretilmesine yardımcı olan bir hormondur. Gebe olmayan kişilerde az miktarda bulunan bu hormonun gebelik haricinde çok fazla üretilmesi, çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilmektedir.
Gebe olmadığı halde prolaktin seviyeleri çok yüksek olan kadınlar, gebe kalmakta zorluk yaşayabilir. Prolaktinin fazla olası aynı zamanda östrojen ve progesteron gibi hormonlarda da dengesizliğe yol açabilir.
Prolaktin üretiminin fazla olması, üreme sistemini etkileyen hormonlarda değişikliklere yol açabileceği için yumurtlama bozukluklarına veya yumurtlamanın durmasına neden olabilir. Aynı zamanda adet düzensizliklerine ve adet görmemeye yol açabilir.
Yumurtlama Bozukluğu Belirtileri
Yumurtlama bozukluğunda ortaya çıkan belirtiler, bozukluğa neden olan faktöre ve yumurtlamayı etkileyen hormonlara göre farklılık gösterecektir. Bazı durumlarda yumurtlama bozukluğunu gösteren tek belirti kısırlık olabilir.
Yumurtlama bozukluğunda kısırlık dışında ortaya çıkabilen diğer belirtiler ise şu şekildedir:
- Adet düzensizlikleri: Düzensiz adet dönemleri veya adet görmeme söz konusu olabilir.
- Ruh halinde değişimler: Kaygı, depresyon ve gerginlik görülebilir.
- Vücut ağırlığında değişimler: Hipotiroidiye bağlı olarak kilo alma, hipertiroidiye bağlı olarak kilo verme görülebilir.
Yumurtlama Bozukluğu Tedavisi
Yumurtlama bozukluğu tedavisi, yumurtlamada sorunlara yol açan faktörlere göre farklılık gösterecektir. Tedavinin hazırlanmasında kişinin yaşı, bebek isteyip istemediği ve kişisel tercihleri gibi konular da dikkate alınmalıdır.
Yumurtlama bozukluğu olması halinde yumurtlamanın düzenli hale getirilmesi veya uyarılması için doğurganlık ilaçları kullanılabilir. Doğurganlık ilaçları, yumurtlama bozukluğu olan kadınlarda tercih edilen tedavilerin başında gelmektedir.
Doğurganlık hormonları genelde vücutta doğal olarak üretilen hormonlarla aynı şekilde etki göstermektedir. Doğurganlık ilaçları ile yumurtalıkların uyarılması sağlanabileceği gibi yumurta kalitesinin arttırılması da sağlanabilir.
Yumurtlama bozukluğu söz konusu olduğunda ilaç kullanımının yanı sıra kişinin yaşam tarzı da önemli olduğu için alışkanlıklar ile ilgili olarak şu noktalara dikkat etmek gerekir:
- Sağlıklı kilonuzda olun. Aşırı kilolu veya aşırı zayıf olmak, yumurtlamanın normal bir şekilde gerçekleşmesini engelleyebilir.
- Cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlara karşı korunun. Bazı enfeksiyonlar kadınlarda kısırlığa yol açabileceği için cinsel ilişki sırasında korunun.
- Gece mesaisi yapmamaya çalışın. Sürekli olarak gece mesaisinde çalışmak, hormon üretimini etkileyerek yumurtlama bozukluğuna yol açabilir.
- Sigara içmeyin. Sigara içmek, yumurtalıkların yaşlanmasına ve yumurtaların beklenenden erken şekilde bitmesine yol açabilir.
- Alkolü kısıtlayın. Çok fazla alkol tüketmek, yumurtlama bozukluğu riskinin artmasıyla ilişkidir.
- Aşırı egzersiz yapmayın. Çok fazla fiziksel aktivite, yumurtlamanın engellenmesine ve progesteron hormonunun daha az üretilmesine neden olabilir.
Yumurtlama bozukluğu tedavisinde kullanılan doğurganlık ilaçlarından bazıları şu şekildedir:
Klomifen sitrat
Klomifen sitrat, hipofiz bezinin daha fazla FSH ve LH üretmesini sağlayarak yumurtalıkları tetikler. PKOS’u olmayan ve 39 yaşından küçük olan kadınlarda ilk tedavi genelde klomifen sitrat kullanımı olmaktadır.
Gonadotropinler
Enjeksiyon olarak kullanılan bu ilaç, yumurtalığı birden fazla yumurta üretmesi için uyarır. İnsan koryonik gonadotropin ise yumurtaların olgunlaşması ve yumurtlama sırasında bırakılması için kullanılır.
Metformin
İnsülin direnci varsa veya insülin direnci riski söz konusuysa metformin kullanımı gerekli olabilir. Genelde PKOS teşhisi olan kadınlar için önerilen bu ilaç, insülin direncinin düzelmesini sağlayarak yumurtlama ihtimalini arttırabilir.
Letrozol
Klomifen sitratla benzer bir şekilde etki gösterir. Bu ilaç genelde PKOS’u olan 39 yaşındaki kadınlarda kullanılır.
Bromokriptin
Bir dopamin agonisti olan Bromokriptin, hipofiz bezinin aşırı prolaktin üretmesinden kaynaklanan yumurtlama sorunlarında kullanılabilir.
Yumurtlama bozukluğu tedavisinde yaşam tarzında değişiklikler ve doğurganlık ilaçları dışındaki tedavi yöntemlerine de başvurulabilir. Bunlardan bir tanesi tüp bebek tedavisidir. Tüp bebek tedavisinde kullanılan ilaçlar ile adet döngüsü düzenlendikten sonra tedavinin diğer aşamalarına geçilebilir.
Yumurtlama bozukluğu nedeniyle gebe kalmakta zorlanıyorsanız, sizin için uygun tedavi yöntemlerini öğrenmek için doktora gitmeyi ihmal etmemelisiniz. Doktorunuz, doğurganlığınızı etkileyen faktörleri değerlendirerek size uygun bir tedavi planı hazırlayacak ve bebek sahibi olmanıza yardımcı olacaktır.